Cumartesi, Haziran 17, 2006

BİYOTEKNOLOJİ ve HUKUK / II.OTURUM - Başkan: Prof. Dr. Mustafa Dural



Cristina Blohm-Seewald M.A, Lueneburg Üniversitesi “Biyobankalardaki Genetik Bilgiler ile Genetik Materyalin Toplanması ve Kullanımı”


Dr. Ismini Kriari-Catranis, Atina Pantheon Üniversitesi,
“Mukayeseli Hukukta Biyobankalar Hakkındaki Düzenlemeler”

İzlanda ve Estonya’nın kurduğu “Biobank”lar hakkında ayrıntılı açıklama ile konuşmasına başlayan Kriari-Catranis, daha AB üyesi diğer devletlerdeki Biyobank’lara değindi. Şu anda Avrupa’da Biyobank kuran diğer ülkeler şunlar: Birleşik Krallık, İsveç, Latvia. (Daha sonraki sunumların birinde Prof. Dr. Samim Ünan’ın değindiği Fransa’daki “kişiden rızasıyla alınan genetik bilgi stoku – FNAEG”- da biyobank statüsünde mi? A.T.)

İzlanda’daki Biyobank nüfusun tümünü kapsıyor. Bütün doktorlar bankaya veri göndermek zorunda. Kişisel bilgilerin korunması bağlamında “Opt-in out” sistemi yürürlükte yani vatandaşlar isterse verilerinin gönderilmesine itiraz edebiliyorlar. Estonia bankası tüm nüfusu ve insan genomu çalışmalarını kapsıyor. Burada biyolojik materyel ve bilgiyi halk kendisi veriyor. Estonia’nın bu konuda yaptığı açıklamaya göre bu çalışmalardan umdukları yararlardan biri de AB entegrasyonuna yardımcı olmak. Bireylerin kendi bilgilerine erişim hakkı var. Birleşik Krallık ve İsveç’de daha çok ilaç araştırmaları amaçlı biyobanklar var fakat “çok iddialı” bir biçimde kurulmuşlar. Latvia’da “Gen Veri Bankası” kurulu. Estonya kadar geniş değil.
Kriari-Catranis, bu işe gerçekten uygun personel ile yapılsa da toplanan veri ve biyolojik materyelin kayıtlarının düzgün aralıklarla güncelleştirmesinin gerektiğini, Biyobank’lar aracılığıyla yapılan çalışmaların sonuçlarının şimdiki kuşakta değil, ancak bundan sonraki kuşaklarda görüleceğine dikkat çekti:

“Toplanan veriler iki çeşit. ‘Tanımlanabilen’ biyolojik materyel ve ‘Tanımlamayan’ anonimleştirilmiş bilgi. Üye devletlerin banka çalışmasını durdurduğunda verilerin ne olacağı konusunda düşünülmesi ve önlem alması gerek. Bu soruya verilen cevaplar her ülkede farklı. Bu konuyla ilgili olarak ortaya çıkan finansal kazançlar ise olabildiğince özgün tanımlanmalı. Kişisel bilgilerin gizliliğinin tedbirleri alınmalı çünkü korunması gerekenin sadece tıbbi gizlilik olmadığı açık”...

Av. Jürgen Robienski, Lueneburg Üniversitesi
“Biyobankalarda Mülkiyet, Kişilik Hakkı ve Veri Koruması -Basamak Sistemi”

“Tıbbi araştırma amaçlı toplanan veri ile ticari olan arasında elbette fark var. Burada ‘Anonimleştirme ve rızanın alınması’ önemli. Bu konudaki önemli örneklerden biri ‘Kromozoma’ projesidir. Bu proje uygulanırken, havaalanlarında “Kromozoma” diye dükkanlar açılıp ve yolculara bedava ciklet dağıtılıp, çiğnedikten sonra geri getirmelerini istenmişti. İnsanlar küçük bir hediye karşılığında bu cikletleri çiğneyip geri getirmişler, sonradan da bunlar üzerinde DNA araştırmaları yapılmıştı. Tabii ki genetik bilgilier üzerindeki mülkiyet meselesi bu bağlamda önemli konulardan biri. Ancak anonimleştirme yapılınca mülkiyet hakkı da kayboluyor. Federal Mahkeme bir kararında mülkiyet hakkının baki kalıp verinin kısmen saklanması gerektiğine hükmetmişti...”

(sağda) Doç.Dr. Tekin Memiş ve (arkada) Doç.Dr.Yavuz Kaplan Posted by Picasa

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa