Salı, Haziran 13, 2006

TUSIAD "AB Sürecinde Türkiye’de Bilişim ve Telekomünikasyon Sektörü Üzerinde Görüş ve Öneriler" RAPORU

TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, mobil hizmetler üzerinden yüzde 56.3’le dünyada en yüksek vergiyi alan ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatarak, "Bu oran Türkiye’den sonra en yüksek vergi uygulayan Uganda’nın yaklaşık iki katıdır" dedi.

Sabancı bu yüksek vergi yükünün telekomünikasyon pazarının büyümesini engellediğini bildirdi. Sabancı, "AB Sürecinde Türkiye’de Bilişim ve Telekomünikasyon Sektörü Üzerinde Görüş ve Öneriler" konulu raporun tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada Avrupa Komisyonu’nun 2005 yılı ilerleme raporunda, Türkiye’de sabit telefonlar ve mobil telefonlarla ilgili iletişim vergilerinin yüksekliğinin olumsuz değerlendirildiği bildirildi. GSM Association tarafından yaptırılan araştırmaya göre, Türkiye’de yüzde 56.3 olan mobil hizmetler üzerindeki vergi yükünün, araştırmaya dahil edilen 50 ülkenin ortalaması ise sadece yüzde 17.1 olduğunu belirten Sabancı, "Yüksek vergi oranları hem tüketici üzerinde baskı oluşturmakta hem de telekomünikasyon pazarının büyümesini engellemektedir. Telekomünikasyon hizmetlerinden alınan vergiler, kısa ve orta vadede AB ortalamaları seviyesine çekilerek bu hizmetlerin yoğun kullanımı, penetrasyonun AB ülkeleri seviyesine yükselmesi ve bu şekilde ülke ekonomisinin pozitif olarak etkilenmesi sağlanmalıdır" dedi.

Kaynak: Hürriyet
"AB Sürecinde Türkiye’de Bilişim ve Telekomünikasyon Sektörü Üzerinde Görüş ve Öneriler" Raporu - Prof. Dr. Ufuk Çağlayan ve Dr. Ayşe Bener- "Özet Bulgular" için:
http://www.tusiad.org/haberler/basin/duyuruno837.pdf

Rapor'dan İvHP'nu ilgilendirecek bir alıntı (S. 164 v.d.) :

Düzenleyici çerçeve ile ilgili olarak, halen doldurulması gereken boşluklar bulunmaktadır. Evrensel hizmetlerin sağlanmasına ilişkin bir kanun kabul edilmiştir. Geçen yılki rapordan buyana kiralanmış hatlarla ilgili özel bir düzenleme getirilmemiştir. 2003 yılı çerçevesinin uygulamaya geçirilmesi için daha fazla adımların atılması gerekmektedir. Buna paralel olarak, mevcut yasaların etkili biçimde uygulanması rekabetin geliştirilmesi için önem taşımaktadır. Rekabetin yaratılması için, numara taşınabilirliği ve irtifak hakları dahil geri kalan uygulama mevzuatının çıkarılması ve altyapı lisanslarının verilmesi de gereklidir. Taşıyıcı (ön) seçimiyle ilgili düzenlemelerin mümkün olan en kısa zamanda yürürlüğe konulması da aynı ölçüde önem taşımaktadır. Rekabeti geliştirecek olan ve yasal olarak 1 Temmuz 2005 tarihinde kabul edilen yerel ağın paylaşıma açılması uygulamasının geciktirilmemesi gerekmektedir. Telekomünikasyon Kurumu’nun idari kapasitesiyle ilgili olarak, çalışanların sayısında birönceki rapordan bu yana çok az değişiklik olmuştur. Bu kurumda 75 telekomünikasyon (yardımcı) uzmanı dahil olmak üzere toplam 460 çalışan düzenleyici görevler ifa etmekte olup,bunların 60’ı ekonomik düzenlemelerle görevlidir. Politika oluşturmaktan sorumlu Ulaştırma Bakanlığı’nda insan kaynakları durumu, AB ile bağlantılı konulara bakan 25 yeni AB yardımcı uzmanının Aralık 2004’de eğitime tabi tutulmaları ve işe alınmalarıyla iyileşmiştir. 2004 yılı İlerleme Raporundan bu yana Avrupa tek acil erişim numarası “112”nin uygulanmasında gelişme kaydedilmemiştir. Bu numaranın kullanımı hastanelerle sınırlıdır. Bilgi toplumu hizmetleri ile ilgili olarak bazı ilerlemeler sağlanmıştır.

Elektronik imza hakkındaki kanunun kabulüne ilaveten, elektronik imza kanununun uygulanmasıyla ilgili ilke ve usullere ilişkin uygulama mevzuatı ile elektronik imzalara ilişkin teknik kıstas ve usullere ilişkin yasa çıkartılmıştır. Ancak, Avrupa Konseyi Sibersuçlar Sözleşmesini imzalamamış ve onaylamamış olan Türkiye’nin, yasalarını elektronik ticaret ve koşullu erişim hizmetlerine ilişkin AB standartlarıyla uyumlu hale getirmesi gerekmektedir. Posta hizmetleri alanında geçen rapor döneminden bu yana özel bir gelişme meydana gelmemiştir. Türkiye mevzuatını müktesebat ile uyumlaştırmaya henüz başlamamıştır. Posta sektöründeki tekel varlığını sürdürmektedir. Bir ulusal düzenleyici makam (UDM) henüz oluşturulmamıştır, ancak kurulması planlanmaktadır.”
Avrupa Komisyonu, Kasım 2005’te, Türkiye ile Katılım Ortaklığı’nın kapsadığı ilkeler, öncelikler ve koşullara dair Konsey Kararı için öneri hazırlamış ve Ocak 2006’da yeni Katılım Ortaklığı Belgesi Avrupa Konseyi’nce onaylanmıştır. Bu belgede Bilgi Toplumu ve Medya başlığıile ilgili kısa ve orta vadeli öncelikler aşağıdaki şekilde belirtilmiştir:

Bilgi Toplumu ve Medya (Kısa vade)• Tarife ve lisanslandırma mevzuatının uygulanmasının sağlanması.• Özellikle tarife ve lisanslandırma, kiralık hatlar, erişim ve enterkonneksiyon, taşıyıcı (ön)seçimi ve numara taşınabilirliği alanlarında elektronik haberleşme konusunda uyumlaştırılmışmevzuatın kabulü ve uygulanması. Radyo Televizyon düzenleyici kurumlarınınkapasitesinin ve bağımsızlığının güçlendirilmesi.• Özellikle Sınır Tanımayan Televizyon Direktifi yle ilgili olanlar olmak üzere, görsel – işitselpolitikalar alanında mevzuat uyumuna devam edilmesi.

Bilgi Toplumu ve Medya (Orta vade)• Telekomünikasyon alanındaki müktesebatın iç hukuka aktarımının tamamlanması vepazarın tam olarak serbestleştirilmesi için hazırlık yapılması.• Görsel-işitsel mevzuatın uyumlaştırılmasının tamamlanması ve bağımsız radyo-televizyon düzenleyici makamının imkanlarının güçlendirilmesi.
Raporun tamamı için: http://www.tusiad.org.tr/turkish/rapor/ABbilisim/ABbilisim.pdf
Sabancı'nın 12 Haziran 2006 konuşması tam metni ise şurada:
http://www.tusiad.org/haberler/konusma/duyuruno836.pdf

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa