Pazartesi, Temmuz 26, 2004

Üyemiz Sayın Av. S. Sinan KOCAOĞLU yazmış:
_________________________________

Oncelikle bu tren kazasinda olenlere rahmet, yaralilara acil sifa ve olenlerin yakinlarina da bassagligi diliyorum. Bu elim tren kazasi bana Fransa'da meydana gelmis olan benzer bir olayi hatirlatti. Gecen sene Haziran ayinda Paris'te Roissy-Charles de Gaulle Hava limanina son teknoloji ile yapilan futuristic tasarimli sahane bir terminal binasi sasa ve debdebe ile acildi. Fransa'daki bu terminal binasinin acilisi ile Turkiye'deki hizli tren projesinin uygulasmaya konulmasi arasinda pek cok benzer yon var. Bunlarin en basinda binanin insaatinin Fransiz hukumeti tarafindan erken bitirilmesinin kendisi icin bir prestij unsuru olarak algilanmasi yatmaktadir. Bu yuzden zaten devlet mulkiyetinde olan bu havaalani terminal binasinin mumkun oldugunca erken bitirilmesi ve acilis tarihinin devamli one alinmasinin icin Fransiz hukumeti pekcok caba sarfetti. Nitekim bina erken bitirildi ve acilis yapildi. Binanin acilisindan sonra aradan cok degil bir ay bile gecmeden bu ozel teknoloji ile imal edilmis olan binanin 700 metreyi asan uzunluktaki tavani coktu ve 4 kisi oldu. Boylelikle Fransa ile Turkiye arasindaki pekcok siyasi paralellige bir de hukumetlerin prestij arayisi psikolojilerinin sebebiyet verdigi dramatik kazalar ornegi de eklendi. Burada mesele bu kazalari onleyebilecek teknik-kontrollerin acelecilik yuzunden ihmal edilmesi veya raporlarin gozardi edilmesi kadar bence bu ihmallerin asil sebebi olan yonetim felsefesi yatmaktadir.

Kita Avrupasi hukuk sistemlerinden ozellikle Fransa'dan neset etmis bulunan arizali "Ben devletim ve sadece kendime karsi sorumluyum" zihniyetinin  sebebiyet verdigi yonetim felsefesindne kaynaklanan hesap vermeme duygusu devlet aygitinin buyurma gucunu elinde bulunduran kisilere nihayetinde muthis bir sorumsuzluk duygusunu da dayatmaktadir. Bu sorumsuzluk duygusu hukumetleri, burokratlari ve idarenin ajanlarini ...korkusuzca  sonuclari hesaplanmamis eylemlerde bulunmaya itmektedir. Nihayetinde de bu tip olaylar kamuoyunda unutturulmakta ve kapatilmaktadir. Halbuki Kita Avrupasinin aksine olarak Common Law Hukuk Sistemlerinde bu tip kazalarin sonucunda, kazaya sebebiyet veren kisi herkim olursa olsun(devlet veya birey)aleyhlerinde acilen hukuki/cezai takibat baslatilmakta ve bunlarin sonucunda agir cezai mueyyideler ve tazminatlar uygulanmaktadir; dolayisiyla bu tip kazalarin meydana gelme olasiligi minimal duzeyde seyretmektedir. Zaten  Common Law ulkelerinde boyle bir kazanin meydana gelmesi demek bu kazaya ihmalleri veya baska bir eylemleriyle sebebiyet veren kisilerin omurlerinin geri kalan donemlerini hapisanelerde servetlerini ve onurlarini kaybetmis bir sekilde yasamalari demektir.

Bu iki kazanin sebepleri arasinda hukuki/cezai sorumluluk hukuku disinda bence biz hukukculari ilgilendiren baska ve cok onemli bir yon var ki o da iki  hukuk sisteminin(common law-kita avrupasi) altinda yatan iki farkli mulkiyet anlayisidir fakat bu konuya mesaji uzatmamak icin girmiyorum.

Ictenlikle,Av.S.Sinan KOCAOGLU-Bruksel

Fransa'daki kaza ile ilgili; International Herald Tribune: http://www.iht.com/articles/528204.html
CNN:http://www.cnn.com/2004/WORLD/europe/05/23/paris.roofcollapse/


0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa