Cuma, Şubat 15, 2002

Son haftalarda internet'le ilgili bazı "düzenleme-engelleme" yaklaşımları hakkında İ v H P görüşü:



Şubat 2002

Türkiye’de İnternet ile ilgili yasal düzenlemelerin sağlığı açısından gerekli sosyal, teknik ve bilimsel bilgi ortamının oluşturulması ve hızlı ve ekonomik bir biçimde ulaşılabilir kılınmasına katkıda bulunmak amacıyla kurulmuş bulunan İnternet ve Hukuk Platformu (İvHP), gerek 11 Eylül olaylarından sonra dünyayı saran endişe, gerekse ülkemizde son aylarda birbiri peşi sıra ortaya çıkarak bireysel ve toplu zararlara yol açmış bulunan bazı olayların ardından aşağıdaki hususları kamuoyuna duyurma gereği hissetmiştir.

1) İnternet bir araçtır. Kullananın amacına göre sonuçlar yaratır.

2) “Internet”i tek başına bir “potansiyel düşman”, bir “nifak yuvası” olarak algılamak ve yasal düzenleme, sınırlama ve denetleme arayışına bu yaklaşımla girmek yanlıştır.

3) Dünyada ve Türkiye’de ortaya çıkan olumsuz gelişmelerde “İnternet”in de kullanılması, bu olayların yarattığı zararların nedeninin “İnternet” olduğunu göstermez. Bu tip olaylar ve eylemler İnternet hayata geçmeden önce de vardı, yarın bir başka iletişim ortamına geçildiğinde de, olmayacakları söylenemez.

4) Internet’le ilintili olumsuzlukların hangilerinin yasalarla tanımlanmış “suç”, hangilerinin “zarar verici” eylem olduğu ayrımı önemlidir.

5) “Suç”tan söz etmek için mutlaka yasa ile yapılmış tanımlar gereklidir. Olmayan bir suç tanımında başka yasalara kıyaslama yaparak hüküm verilemez.

6) “Zararlı” her zaman “yasadışı” anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla neyin zararlı olduğuna kimin karar vereceği de önemli olup, bu konuda yetkisizlik, yeni hukuka (veya yasaya) aykırılıklar doğurabilecek bir husustur. AB “zararlı” ile “yasadışı”nı ayırmış, birincisinin çözümünün de özdenetim mekanizmaları üzerinde çalışmalarını sürdürmektedir. (*) Nitekim bu yaklaşımla 2001 Haziran'ında kurulmuş İnternet ve Hukuk Platformu bünyesinde bulunan İnternet Servis Sağlayıcıları Alt Grubu da kendi denetim kurallarını oluşturmak üzere çalışmalarını sürdürmektedir. Platform çalışmalarının ürünleri çok yakında http://www.ivhp.net sitesinden TBMM ve kamuoyuna sunulacaktır.

7) Başta gelişmiş ülkeler olmak üzere, tüm dünya ülkelerinde İnternetin kullanımını yaygınlaştırarak, onun sağlayacağı olanaklardan sosyal, ekonomik, kültürel, bilimsel her alanda en üst düzeyde yararlanmak için büyük bir çaba söz konusudur. Aslında bu çaba, geleceğin dünyasında söz sahibi olabilmek için kaçınılmaz bir yarışı ifade etmektedir. Türkiye de kendi isteğiyle bu yarışa (E-Avrupa+) katılmış, “E-Türkiye Eylem Planı” projesi ile, 2003 yılına kadar gerçekleşmesi beklenen bir dizi ciddi çalışmayı yapacağını belirtmiştir. Çalışmalar Başbakanlık Müsteşarlığı eşgüdümünde sürdürülmektedir.

8) “E-Türkiye Eylem Planı”nın dayandığı “E-Avrupa+” Eylem Planının 3 temel amacı vardır;

a. Herkese daha ucuz, daha hızlı ve güvenli İnternet
b. İnsanlara ve yeteneklere yatırım
c. İnternet kullanımının özendirilmesi

Bir taraftan bu amaçlar doğrultusunda çalışmalar yapılırken, diğer taraftan tersine çabalar içine girilmesi bir çelişkidir. “E-Türkiye Eylem Planı"nda öngörülen amaçların hayata geçirilmesi, ancak bu yolda bir ulusal seferberlik ilan edilmesi ve bunun gereklerinin yerine getirilmesi ile mümkün olabilir.

9) İnternet’in hukuk alanında yarattığı sorunlara, İnternet’in uluslar üstü yapısı gereği, uluslararası düzeyde ortak ilkeler konularak çözüm bulunmaya çalışılmaktadır. Bugün, sorunların çözümü için tüm dünyada kabul edilen ortak bir düzenlemeden söz edebilmek mümkün olmamakla beraber, bu düzenlemeleri yaparken esas alınacak ilkelerin genel olarak ortaya konulduğu görülmektedir. Yine İnternet’in ulus ötesi yapısı ve etkileşime dayanan doğası gereği, devletlerin, İnternet ile ilgili yapılan yasal düzenlemeler konusunda sivil toplum ve sektör kuruluşları ile işbirliği içinde, ilgili tüm platformları kapsayan demokratik bir katılımı amaçlayarak çalışmalarını yürütmeleri, sağlıklı bir gelişme ortamının yaratılması için kaçınılmaz görünmektedir. Çünkü İnternet’in gerek bugüne kadar olan ve gerekse bundan sonraki gelişimi, kullanıcı etkileşiminin dinamiklerine ve özel sektörün girişimciliğine bağlıdır.

10) Hal böyleyken, ortaya bazı olumsuzluklar çıktı diye, sanık sandalyesine İnternet’i oturtarak, adeta “yargısız infaza” hükmetmek, olsa olsa ülke çıkarları açısından hayati önem taşıyan "bilgi toplumu" haline gelme fırsatını bir kez daha kaçırmakla eş anlamlı olabilir... Hele tam da dünya basınına "İstanbul Ruhu" ile olumlu sinyaller göndermişken, dönüp, Türk internet servis sağlayıcılarına yargısız site kapattırmak ise Türkiye'nin internet yasakçısı ülke kategorisine konulmasına hizmet eden "kolaycı" bir yaklaşım olur...

11) Söz konusu “araç” yani İnternet, yeni bir okur-yazarlık kavramını da beraberinde getirmektedir: “sayısal okur-yazarlık” ve “bilgi-okuryazarlığı” (“digital literacy” – “information literacy”). Bu nedenle, başta aydınlar olmak üzere, ülkemizde de, dünyanın bütün gelişmiş ülkeleri ve hiç değilse bu bağlamda onları yakından izleyen “gelişmekte olanların” yaptığı yapılmalı, yani “daha hızlı, daha ucuz, daha yaygın İnternet” kullanımı teşvik edilmeli, bireylerin kendini özgürce ifade edebilmesi için önce bilgiye erişim ve düşünce özgürlükleri sağlama alınmalı ve böylesi bir altyapının gereği olan hukuksal üst yapı aceleye getirilmemelidir. Aksi, daha önce RTÜK yasa tasarısına konulan ve sonra yasalaşamayacağı açıkça görülen İnternet ile ilgili maddelerde olduğu gibi, zaten kıt olan kaynakların israfı ve bu toplumun gerçek demokrasi ile arasını açmak anlamına gelecektir. “AB’ye uyum”, “AB’ye kesin giriş” gibi konular bile bu iki vahim olgunun yanında o kadar da önemli değildir!

(*) Bkz. Türk Internet.com- Y. Akdeniz'le söyleşi /

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa