Cuma, Mayıs 20, 2005

Yeni bir Rekabet Yasası hazırlanıyor...

Birkaç gün önce Ankara'da Rekabet Derneği'nde kuruluşunun birinci yıldönümünde bir konuşma yapmaya davet edildik. İzlemeye gelenler arasında konunun uzmanları, öğretim üyeleri, Rekabet Kurulu'nun eski ve yeni üyeleri vardı. Konuşma bitince sofrada sohbet başladı. Bu arada mevcut yasanın artık dar geldiği söylenmeye başlayınca, yetkililerden biri yeni bir taslağın yakında tartışmaya açılacağını ifade etti. Bu elbette çok önemli bir gelişme.Mevcut yasa (4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun) 1994 yılının sonunda bir gecede üç saatte Meclis'ten geçivermişti. Bu yasa ne kadar sürede geçer bilinmez. Çünkü o zaman yasa apar topar kamuoyuna fazla danışılmadan çıkmıştı. Bu da son derece mantıklıydı, çünkü uzun süre tartışmaya açılsaydı, ekonomik olarak egemen çevreler o yasayı çıkartmazdı. Mevcut yasanın komisyon başkanlığını, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'den aldığımız yetkiyle 1992 yılında biz yürütmüştük. O tarihlerde yasanın hazırlanmasına Nurkut İnan, Ateş Akıncı, Yılmaz Aslan ve Erol Katırcıoğlu gibi bilim adamlarının yanı sıra Sanayi Bakanlığı yetkililerinden Ersen Yavuz, M. Akif Ersin (Birkaç gün önce kurula üye atandı) ve İ. Hakkı Karakelle'nin büyük katkısı olmuştu. Mevcut yasa piyasa yapısından çok firma davranışını esas alan bir ruha sahip. Temel kısıtlaması, "egemen durumun kötüye kullanılmasını" engellemek . Yani, tekel veya oligopol gibi bir durum yasak değil, kötüye kullanıldığı takdirde ceza uygulanıyor. Mesela fiyatla oynanır ve yeni bir rakip saf dışı bırakılırsa, ya da piyasaya girmesine izin verilemezse, ceza söz konusu oluyor.Mevcut yasanın dört önemli özelliği var: Yukarıda belirtildiği gibi yapının değil, eylemin ceza görmesi. Bu da gayet adil bir uygulama, çünkü suç silahlı olmak değil, adam öldürmektir. İkincisi, yasada cezalar son derece ağır. Gerçekleşmiş yıllık cironun yüzde 10'u kadar ceza verilebilmekte, ki bu resmen o firmanın kapatılabilmesine bile neden olabilir. Ancak, karar oluşabilmesi için üye tam sayısının çoğunluğu gerekmekte. Bu da bir güvence. Nihayet, soruşturma ve yargı tek taraflı değil: İsteyen şirket veya birey müracaat edebiliyor. Ancak soruşturmanın başlatılması yetkisi yine kurula ait. Yani halka açık bir yapı söz konusu.Rekabet, yarışma demektir. Bu, kalite ve ucuzluk getirir. Ancak rekabet her zaman çok sayıda satıcı gerektirmez. Az sayıda satıcıyla da rekabet olabilir. Üstelik aşırı düzeydeki ulusal rekabet, uluslararası rekabeti zafiyete uğratabilir. Araştırma-geliştirme bütçesi düşer, kayıt dışılık artar vs., vs. Dünya değişiyor. Talepler, ekonomik tercihler ve yapılar sürekli değişiyor. Bir yasa değişimi bu nedenle yerinde. Fakat ayrıntılı bir yasa zamanla daha büyük sıkıntılar doğurabilir. Bu nedenle yakında açıklanacak olan tasarının çerçeve niteliğinde olması ve kurula geniş yetki vermesini salık veririz. Tıpkı İngiltere'de olduğu gibi, bu hukuk içtihatla gelişmelidir.Umarız, halka açılan yasa tasarısı eleştirilerle sonunda kuşa dönmez.

Kaynak: Milliyet/ Hurşit Güneş

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa