Perşembe, Şubat 10, 2005

Veri İmtiyazı Nedir?

(Açık Radyo'nun yenilenen web sitesinde tamamını bulabileceğiniz Ömer Madra - Çağlar Keyder söyleşisi:)


Ö. Madra: Türk ilaç sektörüyle ilgili olarak, “veri imtiyazı” olarak adlandırılan bir uygulama nedeniyle Başbakanlık’ta yayınlanmayı bekleyen ilaç ruhsat yönetmeliği var. 1 Ocak 2005’ten itibaren Avrupa Birliği’nde ruhsat alan orijinal ilaçlar, altı yıl süreyle korunacak, yani jenerik denilen, ucuz eşdeğerleri üretilemiyor. Bu konuyla ilgili ve patent haklarına ilişkin biraz konuşacağız değil mi?

Ç. Keyder: Biraz konunun arka planını irdeleyerek başlayalım. Bu genelde fikri mülkiyet haklarının bir parçası olarak ortaya çıkmış bir tartışma. Fikri mülkiyet hakları son yirmi yılda çok önem kazandı. Çünkü artık üretimi herkes yapabiliyor, üretim Hindistan’da, Çin’de, Türkiye’de de yapılıyor. Özellikle Amerika başta olmak üzere, bazı Avrupa Birliği ülkeleri, dünya hukuk sistemini, araştırma geliştirmeyi kendi ülkelerinde vasıflı işgücünü kullanarak yapabilecek, -örneğin bir ilacı, bir yazılımı patentleyebilecek-, öte yandan da üretimi herhangi bir ülkede yaptırabilecek şekilde yeniden örgütlediler. Ürünü patentlemek, dolayısıyla üzerinde fikri mülkiyet hakkına sahip olmak çok önemli. Aksi takdirde kolayca kopyalanabilirler. Yapılan üretimin aslan payını, ya da yüksek kârlı kısmını ellerinde tutmak için bir şekilde mülkiyet tespit etmek, bu mülkiyeti mahkemelerde veya ülkelerinin yaptığı anlaşmalarda tescil etmek zorundalar. Aksi takdirde yapılan üretimden pay alamazlar. Bu durum, yirmi yıldır gündemde fakat son zamanlarda çok ileri gitti. Çok uluslu şirketler, kendi hükümetlerine büyük baskılar uyguladılar ve bu fikri mülkiyet haklarını artık her türlü konuya, mesela çok basit bir laboratuar sürecinin dahi patentlenmesi şeklinde teşmil etmeye başladılar. Bir zamanlar, insan gen haritasının ortaya çıkması sırasında, beş tane geni yan yana getiren insanların patent hakkı alması söz konusu olmuştu.

Ö. Madra: Hayatı da patentleme durumu var.

Ç. Keyder: Evet her şeyi patentleyip, her şeyden mülkiyet hakkı çıkarmak -Avrupa Birliği’nde pek olmasa da- Amerika’da yaygın olan bir durum. Bir benzetme yaparsak, toprak önemliyken mülkiyet hakkı en çok toprak üzerinde tartışılan bir şeydi, makineler önemliyken en çok fabrikaların mülkiyeti üzerinde tartışılıyordu. Şimdi önemli olan şeyler, araştırma geliştirme, fikirler vs. olduğundan mülkiyet hakları en çok bu alanlarda tartışılıyor. Bunun çok ileri gitmesine karşı da büyük bir muhalefet oluştu. İlk olarak dünyanın kendi içindeki muhalefetten bahsedeyim. En gündemde olanlar anarşist muhalefet diyebileceğimiz muhalefet türü. Anarşistlerin tutumu, eskiden Bakunin’in “toprak kimsenin mülkiyetinde olamaz, mülkiyet hırsızlıktır, bunları alıp dağıtalım” görüşüne benziyor; en uç görüş “fikri mülkiyet gibi bir kavram olmasın” diyor. Mesela, özellikle yazılım alanında “copyright” yerine “copyleft” diyenler var. Ona biraz benzer şekilde “hiç olmazsa her şeyin kaynağı mülkiyet hakkı olmasın” diyenler var, “open source” diyorlar. Bilgisayar yazılım sistemi, Windows’a rakip gelen Linux’un ortaya çıkması bu nedenle oldu.

Devamı: http://www.acikradyo.com.tr/default.aspx?_mv=a&aid=9572&cat=3

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa