Cuma, Nisan 15, 2005

Türk yargısının teknolojiyle imtihanı

15/04/2005
Adnan Ekinci - aekinci@netone.com.tr


Birkaç gündür, İstanbul'da misafir olan iki meslektaşımla fırsat buldukça buluşup, uzun uzun konuşuyoruz.
Biri Konya Barosu'ndan avukat Nezih Dağdeviren, diğeri İzmir Barosu'ndan Levent Mercan. İkisiyle de yeni tanıştık.
İstanbul'da bulunmalarının nedeni, Türkiye Barolar Birliği'nin Bilişim Komisyonu tarafından sürdürülen 'e-baro' projesi.
Yaklaşık dört yıldır sürdürülen bu projenin varlığını onlardan öğrendim.
İyi ki de öğrendim. Avukatlık mesleğinin geleceği, Türk yargısının teknolojiyle yeniden doğuşuna dair umutlarım biraz daha arttı.

e-baro projesi

'e-baro' projesi, adının verdiği ilk izlenime uygun olarak, Türkiye'deki baroların internet teknolojisinden yararlanarak, bugünkü dağınıklığını gidermeyi amaçlıyor.
Hukukla yakın ilgisi olmayan okurlar için, bu tür konular fazla çekici bulunmayabilir. Özellikle, bir avukatla nahoş ilişkileri olmuş birisi için hiçbir anlam ifade etmeyebilir.
Ama şu bilinmeli ki; avukatlar, dolayısıyla barolar bir ülkedeki yargı sisteminin en dinamik unsurudur.
Bir anlamda 'Bana bir ülkede baroların konumunu gösterin, size oradaki yargının genel durumunu anlatayım' şeklinde bir söylem geliştirilebilir.
İşte, 'e-baro' projesinin önemi bu bakış açısıyla anlam kazanıyor.
Çünkü, bugün avukatların barolarıyla, baroların kendi aralarındaki iletişim yeterli değil.
Sürdürülen iletişim için ise bütçelerinin yüzde 10'unu posta masrafı olarak kullanmak zorundalar.
İnternet kapıyı çalınca
Yavaş da olsa, Türkiye'deki yargılama sitemi internet aracılığıyla büyük bir değişim içine giriyor.
Adalet Bakanlığı'nın 2002 yılında 56 trilyon lira ayırdığı Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) çok yakında tüm adliyelerde uygulama alanı bulacak.
Türkiye Barolar Birliği, Adalet Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve Türk Telekom'la yakın ilişkiye girerek, avukatlara ve barolara ucuz şehirlerarası internet haberleşme altyapısı sağlanması için ön teklifler vermiş bile...
Bilgiyi paylaşmadan ve bilgiyi bir havuza aktarmadan verim almanın imkânsızlığı çoktan anlaşıldı.
AB üyeliği ile birlikte avukatlara uzaktan dava açma imkânı doğacak ve mahkemeler arasında internet üzerinden tam bağlantı kurulacak.
2020 yılında ise tüm Avrupa, kâğıt kullanılmayan yargılama modeline geçmeyi planlıyor.
Bugün Amerika'da veya Avrupa'da bir avukatın 'Hukuk Bilgi Toplumu' üyesi olmasının maliyeti 30 bin ile 100 bin dolar arasında.
Avukata 10 araç
Türkiye'de ise bu rakam 3 bin 500 ile 15 bin YTL arasına sıkışmış durumda.
Türkiye Barolar Birliği tarafından yapılan bir araştırmaya göre, bir avukatın bilgi toplumuna girmesi için 10 ayrı işlevi yerine getirmesi (bilgisayar+internet erişim+web sitesi+içerik yazılım programları mesela icra programı, mesela yargıtay içtihat programı, mesela dava takip programı, muhasebe programı vs.) gerekiyor.
İşte bu yazdıklarımın hepsini, İstanbul'da konuk bulunan Nezih Dağdeviren ve Levent Mercan meslektaşlarımdan öğrendim.
'e-baro' projesinde özveriyle görev yapmakta olan diğer iki üye, Manisa Barosu avukat, Hüseyin Erkenci ile Çanakkale Barosu'ndan avukat Cengiz Tuğral'a, gönülden selamlar gönderdim.
Hukuk mesleğinde olmayan okurlarımın affına sığınarak, Türk yargısının geleceği adına yaşadığım bu büyük keyfi paylaşmak istedim.


http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=149741

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa